Tuğçe NUHOĞLU – BİR BALERİN ve OYUNCUNUN GİRİŞİMCİLİK HİKAYESİ

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde sanattan girişimciliğe uzanan ve “imkansız diye bir şey yoktur”un örneklerinden biri olan Tuğçe Nuhoğlu ile tanıştırmak istiyorum sizi. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale bölümünden mezun olan, o zamanlar dünyayı gezen bir bale sanatçısı olmayı planlayan ama sakatlanıp sanatına istemeyerek veda eden, uzun bir süre yatak istirahatinin hayattaki krizlere başka bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğini öğrenmiş ve bugün girişimci olarak üreten bir kadın Tuğçe Nuhoğlu.

1) Tuğçe Hanım, size tanımak isterim. Tuğçe Nuhoğlu kim?

1985 yılında Istanbul’da doğdum. Birden çok sebepten dolayı 4 yaşımda Yıldız Alpar
Bale Stüdyosu’nda baleye başladım. Annemin ve babamın bale sanatına duydukları
hayranlık ve benim çok kilolu bir çocuk olmam bu sebeplerden sadece birkaç tanesi J
Sonrasında ilkokulda yarı zamanlı olarak ortaokul ve lise tam zamanlı eğitim derken
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale bölümünden mezun oldum. O zamanlar
dünyayı gezen bir bale sanatçısı olmayı planlıyordum ama ne yazık ki hayat bizim
planlar yaparken başımızdan geçenlerdir John Lenon’un dediği gibi… Sonrasında ise
sakatlandım ve ne yazık ki bale sanatına istemeyerek de olsa veda ettim. Uzun bir süre
yatak istirahati bana hayattaki krizlere başka bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektirdiğini
öğretti. Üniversite yıllarında balenin yanı sıra koreograflığa ve tiyatroya ilgi duymaya
başlamıştım . Önce özel tiyatrolarda koreograflık sonrasında da oyunculuk yapmaya
başladım. Oyunculuk konusunda çok değerli hocalardan dersler aldım ama bu durumu
akademik bir seviyeye çıkarmak istedim ve yüksek lisansımı oyunculuk üzerine yaptım.
Açıkçası yıllarca sahne üstünde bedensel anlatım yaptıktan sonra anlatımı sesle
desteklemek büyük bir keyif yaşattı bana. Dizi ve sinema sektöründe de var olmaya
başladıkça bu seferde kameranın arkasındaki göz olmak nasıl bir his diye merak ettim
ve sonrasında koreografik filmlere ilgim arttı, doktoramı sinema üzerine yapmaya karar
verdim. Halen oyunculuğa ve koreograflığa devam etmekteyim.

Yani kısaca Tuğçe kim derseniz; meraklı, öğrenmeye açık ve farklı disiplinlerin birlikteliğinden oluşan yeni bakış açılarını seven, başlı başına değil bir bütün oluşturmayı seven biri.


2 ) Balerin, koreograflık ve oyunculuk…Sanat ile içe içe bir yaşamınız var. Peki neden girişimcilik?


Babam tekstil mühendisi, annem stilist olduğu için çocukluğum kumaşların arasında,
onların yaptıkları kreasyonları inceleyerek ve gözlemleyerek geçti. Bale sanatında
sadece dans etmeyi öğrenmezsiniz bir hayat biçimidir. O pointi ayağınıza geçirmeden
önce o kurdeleyi dikmeyi öğrenirsiniz. Sonrasında da kostümlerinize aksesuar eklemeyi.
Sadece anatomi dersiniz yoktur yanında dekor ve kostüm eğitimi de alırsınız. Böylelikle
hem evde hem okulda el becerilerimi geliştirmeye başladım ve kendime yeni bir hobi
yarattım. Hatta oyuncu kadrosunda yer aldığım bir tiyatro oyununun bütün dönem
kostümlerini bile diktim.

2011 yılında bir tesadüfle yolum Golden Retriever güzeli Carmen ile kesişti ve Onunla yaşamaya başlayınca evde kullandığım ürünlerde aradığım nitelikler de değişmeye başladı. Fabrikasyon yerine her zaman butik ürünleri tercih etmişimdir. Hele ki sofra konusunda çok hassasımdır. Her öğün benim için bir ritüeldir. Bende zamanımı çalmayacak renkli, kolay temizlenebilir, dayanıklı, pratik ürünler aramaya başladım. Aradığımı bulamadıkça da evde ufak bir dikiş odası hazırladım ve kendime istediğim ürünleri dikmeye başladım. Böylelikle kumaşları kreatif ve pratik ürünlere çevirme merakı ilk olarak kendi ihtiyaçlarım doğrultusunda başladı. Çevremden de yaptıklarıma ilgi artıp talep gelmeye başlayınca bende hobimi profesyonelliğe taşımaya karar verdim ve T.N. Home Design’i kurdum.


3) Genelde bir işe girişebilmek için bazı şartların minimumda da olsa sağlanması gerektiği söylenir. Mesela maddi yatırım, tecrübe gibi…Bir girişimci olarak sizce de üretmek için olmazsa olmaz şeyler var mı?

– Hayal etmek. Bir şey üretebilmek için önce hayal etmek gerektiğine inanıyorum.
Önce finali hayal ederim mesela şirketimin adını ilk koyduğumda T.N.’i yirmiliyaşlarımın başıydı. Ama ne şirketi olduğunu hakkında fikrim bile yoktu. Sadece bir gün bir şirket açacağımı ve adının T.N. olacağını biliyordum. Hatta çok değerli bir arkadaşımdan yazı fontunu bile tasarlamasını istemiştim. Sonrasında durmamak gözlemlemeye devam etmek hele ki bir üründen bahsediyorsak en büyük çıkış noktası
olan kendinize bakın ve gerçekten hangi ürüne ve nasıl bir ürüne ihtiyacınız olduğunu ve
bunu nasıl farklılaştırabileceğinizi hayal edin. Benim ilk hazırladığım ürün çarşaftı mesela.

– Ben iyi tecrübelerden daha çok kötülerini merak ederim. Açıkçası başarı hikayeleriyle
dolu etraf. Kötü tecrübeler genellikle gizli tutulur ve bana sorarsanız en büyük dersler,
öğretiler o gizemin içinde yer alır. Hayatımın en büyük ticari bilgilerini üç sene
çalıştığım iflas etmiş bir şirketten almışımdır.

– Şimdi hayal ettik ve ihtiyacı belirledik, kötü senaryoları fazlasıyla dinledik işte en
kilit noktadayız maddi yükümlülükler. Bir şeye başlamanız için çok paraya ihtiyacınız
yoktur. Sadece temel ihtiyaçları karşılamak adına iyi araştırmaya , gözlemlemeye, doğru
kişilere ve yapmak isteğinizin asla sönmemesine bağlıdır. Büyütmek için ise evet paraya
ihtiyacınız var. Ama daha o kısma gelmedik J Bir şeye karar verip başlama cesareti
gösterip sonunu hayal etmeniz ve o finalden vazgeçmemeniz yeter.
Ben sadece şirket açılış masrafları için bir hazırlık yaptım. Gerisi ben araştırdıkça
kendiliğinden geldi.

– Para kazanma çabasından daha çok üretmeye, daha farklı nasıl yapabilir düşüncesine
odaklanın iş iyi olursa getirisi de iyi olur. Türkiye’de ürünlerimi daha tanıtamazken
ürünlerimi yurtdışına satma şansım oldu. Para kazanma kaygısı size gelen fırsatları da
görememenize neden olduğunu düşünüyorum.


4) Tuğçe Hanım, sizce imkansız diye bir şey var mı?


Yok kesinlikle. Sadece gerçekten mi istiyor yoksa istemek için mi istiyor detayı var.

5) Bu soruyu size aktivist kimliğimle soruyorum. Siz üreten kadınlardansınız ve bu şahane. Sizce ülkemizde kadınlar üretmiyor mu, üretemiyor mu, üretmek için kendilerine yatırım yapıyorlar m?

Öncelikle bu soru için çok teşekkür ederim. Ülkemizde kadınlar üretiyor ama kesinlikle yeterli değil . genele göre baya azınlığız hatta! Bu ülke de balerinler aptal olur, saçı uzun aklı kısa, sarışınlar saf olur, reglisin galiba , kadınsın sen gidemezsin yapamazsın olmaz ayıp… Sırf cinsiyetimizden dolayı bu tabirlerden bir tanesini bile duymamış olan bir kadın olduğunu düşünmüyorum. Bu yapı çerçevesine bakarsak kadınlarımızın büyük bir çoğunluğu üretken olması gerekirken tam tersi bir yapı içerisindeyiz. Kadınlar anka kuşu gibidir ve ne yazık ki bunu unuttular. Güçlü, yaratma gücü olan, küllerinden yeniden doğmayı bilen! Şimdi ise kurban psikolojisi üzerinden daha kolaycılık peşinde olmanın doğamıza aykırı olduğunu düşünüyorum. Bir rica ile Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını okumalarını öneriyorum. İç gücümüzü ve kadın olma kavramını tekrar hatırlayabilmek için.

6) Ürünlerinizi siz kendiniz tasarlıyorsunuz. Tasarlayıp ürettiğiniz ürünlerde bir şey dikkatimi çekti. Zarif ama bir o kadar da sadelik hakim. Bunun minimalist yaşam felsesiyle bir alakası var mı?

Kesinlikle … Ürünlerim aslında beni yansıtıyor. Özel hayatımda da sade ama renklerle oynamayı seven birisiyim. Çok eşya sevmem evimde olan her ürünün sade, pratik ve sürdürebilirliği olmalı. Yenilemekten çok dönüştürmeyi seven birisiyim. Hatta bir ürünü kendi amacının dışında farklı bir opsiyonda kullanabiliyorsam daha mutlu oluyorum. Aldığım ya da yaptığım ürünlerin handmade olmasının en büyük sebebi bu aslında hazırlanan ürünün üzerine düşünülmesi ve hikayesinin olması. Materyallerin enerjisine inanırım.

7) Kendi ürünlerini tasarlayıp satışını yapan bir kadın girişimci olarak girişimci olmak isteyen kadınlara ne önerirsiniz, nereden, nasıl başlamalılar?

Kendilerini çok iyi tanısınlar ve yeteneklerini fark etsinler. Var olan yeteneklerini daha da
geliştirsinler. Hayal güçlerini kullanıp kendi ihtiyaçları üzerinden yola çıksınlar. İyi bir ürün çıkardıktan sonra gerisi aslında daha kolay satış için bir sisteme giriyorsunuz ve içindeyken bir sürü eğitim alabiliyorsunuz. Birçok e ticaret sitesinin bile eğitimi var özellikle online eğitimler bu süreci yönetmeye çok yardımcı. Aslında girişimcilik dediğimiz durum hiç bitmeyen bir öğrenme süreci. Öğrendiklerinizi uygulayamaya geçirdikçe hem keyif almaya hem de daha da geliştirmeye istekli oluyor insan. Ve yarışları hep kendileri ile olsun amaç sadece durmadan kendini bir adam daha öne taşıyabilmek.



8) Ürünlerinizi nereden temin edebilir görmek ya da almak isteyenler?


Sosyal medyada bizi t.n.homedesign olarak bulabilirler. Onun dışında yine bir kadın girişimci arkadaşımın sahip olduğu site www.untruud.com dan, hepsiburada kadın girişmcilerden, trendyol ve etsy’den bakabilirler.

9) Bir girişimci olarak başka projeleriniz var mı?

Ürün çeşitliğimizi arttıyoruz sofra ve mutfaktan sonra salon tekstili üzerine çalışmalarımız başladı.Tabii bir taraftan da sanat hayatım devam ettiği için biraz zaman sıkıntısı da yaşamaktayım ama geç kalan bir projemi en kısa zamanda hayata geçireceğim. Ürünlerim hakkında ve genel girişimcilik üzerine içerilikler hazırladığım bir youtube kanalı olacak çok yakında.

10) Bunu röportaj yaptığım herkese soruyorum. Hayat size ne öğretti? Hayata dair sizden bir motto istesem bu ne olurdu?

Gözlemle, fark et, kaygılanmadan aksiyona geç. Kendine ne kadar fazla değer verirsen hayatta sana o kadar değer verir.

Röportaj : Ayça Akın
Instagram | Twitter