QH | QUANTUM HEALING BALL İLE DÖNÜŞÜM

Bugüne kadar klasik fizik içinde bize şeylerin, biz de dahil atomlardan oluştuğu öğretildi. Fakat yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda atomun ötesinde de bir şeylerin olduğu keşfedildi.

KUANTUM DÜNYASI ve KUARKLAR!

Protonlar ve Nötronlar içerisinde yer alan kuarklar, şimdilik bilinen atomun en küçük titreşen, enerjisel temel parçacıklarından. Kuarkların altında preonlar var ama çok çok küçük oldukları için preonlar hakkında bilim insanları henüz bir bilgiye sahip değiller.

Son zamanlarda kuantum oldukça popüler ve bilen, bilmeyen birçok kişinin dilinde. Konu aslında ağır, derin ve çok boyutlu ama ben bu yazımda sizi bilimsel deneylerle sıkmak yerine oldukça basitleştirerek temel bir zemin vermeye çalışacağım ki yazının ana konusunu genel çerçevede anlayabilin.

Kuantum dünyası ile ilgili olanlar çift yarık deneyini mutlaka duymuş, biliyordur ama bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim.

Fizikteki en ünlü deneylerden biri olan bu deney kuantum dünyasında gözlemci etkisini gösterdi, ama nasıl olduğu hala bilinmiyor.

Bu deneyde yarıkların olduğu bir düzenekten karşı düzeneğe (duvar gibi bir zemin) elektronlar gönderiliyor ve gönderilen bu elektronlar düzeneğe dalga şeklinde yansıyor. Bu düzeneğe ek gözlemci (sensör) eklediklerinde ise elektronlar parçacık – iz etkisi gösteriyor. Yani gözlemci elektronları etkiliyor dalga halinden iz haline çeviriyordu.

İkinci bir deney Viyana’daki Hofburg Sarayı’nda Marissa Giustina adlı bir araştırmacı tarafından yapılıyor, bir düzenek hazırlayarak yapıyor ve bu etkilemenin – etkilenmenin mesafe ile ilgili olup olmadığı konusuna da açıklık getirmek istiyorlardı. Bu düzeneğin bir ayağını sarayın bodrum katına kuruyorlar diğer ayağını ve gönderecekleri fotonların gönderim sistemini de mesafe olan farklı bir alana kuruyorlar. Kaynaktan gönderdikleri fotonları Bell teoremine uygun şekilde ölçüyorlar ve parçacıkların birbiriyle uyumlu davrandıklarını görüyorlar. Farklı ortamlarda olmalarına rağmen.

Pierre Franckh’de Rezonans Kanunu adlı kitabında çok etkileyici bir araştırmadan bahseder. Kitaptan birebir alıntılıyorum.

“1972 yılında, Maharishi Mahesh Yogi yönetiminde, on binden fazla nüfusun bulunduğu Batı Amerika’da bulunan yirmi dört şehirde, çok ilginç bir araştırma yapılmıştı. Mahesh Yogi halka, söz konusu halkın sadece %1’i bile “Transandantal Meditasyonu”adı verilen özel bir meditasyon tekniği uygularsa o bölgedeki şiddet ve suç oranında bariz bir gerileme görüleceğini anlatmıştı. Bu yönteminin ana amacı, iç dünyada barışçıl duygular uyandırmaktı. Maharishi, araştırmaya katılanların içlerinde oluşturdukları barışçıl duyguları ister istemez etraflarına da yansıtacaklarını düşünüyordu.

Ulaşılan sonuçlar çok etkileyiciydi; her şehirden halkın sadece %1’i uygulamalara katıldığı halde büyük bir değişim görülüyordu. Meditasyonlar devam ettiği sürece, suç girişimlerinde gerilemeler kaydediliyordu. Hırsızlık ve şiddet olaylarında hatta kazalarda bile gerileme vardı. Hastanelerin acil bölümlerindeki yoğunluk bile azalmıştı. Ve bu sonuç sadece tek bir şehirde değil, yirmi dört şehirde birden gözlenmişti. Yani bu olanlar kesinlikle bir istisna değildi. Bütün bunların bilimsel bir açıklaması olmasa bile, olanları yalanlamak da mümkün değildi. O zamandan beri bu fenomen “Maharishi Etkisi” olarak bilinir.

Birkaç sene sonra “Uluslararası Ortadoğu Barış Projesi” benzer bir çalışma yürüttü. Bu araştırmanın son derece şaşırtıcı sonuçları 1988 yılında “Journal of Conflikt Resolution” dergisinde yayımlandı. Burada da transandantal meditasyon konusunda eğitimli kişilere meditasyon yapmaları ve içlerinde barış duyguları uyandırmaları söylendi. Fakat o zamanki şartlar daha zordu. Seksenli yılların başında Lübnan ve İsrail arasındaki çatışmalar doruk noktaya varmış ve yaşanan zulümler tüm dünyayı dehşete düşürmüştü. Ve araştırma, bu savaş alanının tam ortasında yapılacaktı. Bu amaçla araştırmaya katılan kişiler belirli günlerin, belirli saatlerinde bu bölgeye getirildi. Gerçekten elde edilen sonuçlar yine hayret vericiydi; deneye katılan kişiler meditasyon yapıp, iç huzurlarını derinleştirdiklerinde terör saldırılarının ve diğer suçların sayılarında azalmalar kaydedildi. Hatta trafik kazalarında bile azalmalar olmuş, hastanelerin acil servislerinin yoğunluğu bile azalmıştı. Araştırmaya katılan kişiler meditasyonlarını bitirdiklerinde ise her şey eski haline dönmüştü. Araştırmalar esnasında, sonucu etkilemesi ihtimali bulunan her şey göz önüne alınmıştı. Hafta sonları, tatil günleri, hatta ayın evreleri bile. Denemeler, kazaların ve saldırıların sayılarında artış beklenen günlerde de yapılmış, buna rağmen sayılarda bir azalma tespit edilmişti.”

Bir diğer çalışma ise doktorasını Iowa Üniversitesi’nde yapmış olan Dr. Ihaleakala Hew Len tarafından yapıldı. Uzun yıllar Havai Devlet Hastanesi’nin suç işleyen akıl hastaları ile ilgilenen adli biriminde uzman olarak çalışan Dr. Hew Len hastalarla temas etmeden, uzaktan sadece 4 cümle kullanarak akıl hastalarını iyileştirmeyi başarıyor. Hastalarıyla elde ettiği mucizevî sonuçlardaan sonra zamanla yatan hastaların tümü taburcu edilmiş, 4 yıl içinde de birim kapatılmış. 

Ben bu deneyleri, araştırmaları, bunların dışında yapılan birçok düşünce deneyi de dahil olmak üzere sistemi şuna benzetiyorum;

Bir okyanus içinde birçok mineral barındırır. Siz okyanustan bir bardak ya da bir damla da alsanız aynı mineralleri o bardaktaki su ya da damla da taşır ve ikisi de okyanusa yani özüne bağlıdır, özünden bağımsız değildir. O okyanustan aldığınız bir bardak suyu ya da bir damlayı isterseniz dünyanın bambaşka bir yerine götürün.

Tüm bunların sağlık alanından teknolojiye katkısı çok büyük ve bu katkı kuantum dünyası keşfedildikçe daha da artacak.

Peki, bireysel hayatlarımızda biz kuantum denilen bu ürpertici sistemden yararlanabilir miyiz? Nasıl yararlanabiliriz?

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki bu sorunun bilimsel olarak net bir EVET cevabı yok, ama net bir HAYIR cevabı da yok. Fakat bilim insanlarının kitaplarına girmiş kuantum ile dönüşüm elde ettiğini söyleyen, bu dönüşümleri gerek görüntüleme cihazlarıyla (MR) gerekse tıbbi raporlarla kanıtlanmış birçok vaka örnekleri var. (Bunlardan biri de benim) Ve sayıları gün geçtikçe de artıyor.

Daha bilinen popüler adıyla düşünce gücüyle tedavi yöntemleri ülkemizde yeni yeni bazı özel hastanelerde uygulanmaya da başlandı.

QH | HEALING BALL ise sizin kendi kendinize uygulayabileceğiniz çok basit bir yöntem.

QH | HEALING BALL’da mantık imajinasyon ile plasebo etkisi yaratarak kodlama yapmak ve kodlanmış enerji topunu tüm hücrelerimizle ya da karşı tarafın tüm hücreleriyle bütünleştirmek.

Bu söylediğimin de bilimsel bir işleyişi var, ama sizi bilimsel açıklamalara boğmayacağım.

Yukarıda bahsettiğim Hofburg Sarayı’nda Marissa Giustina’nın yaptığı deneyde parçacıkların farklı ortamlarda olmalarına rağmen birbirlerini etkiledikleri ispatlanmıştı.

Ayrıca Japon bilim insanı Masaru Emoto’nun su deneyi de düşüncelerin gücünün suyu nasıl değiştirdiğini de göstermiştir.

Yani atom altı dünyada yani kuantum boyutta bir şeyler oluyor ve değişiyor!

Tam şu anda şu soruyu sorduğunuzu biliyorum; o halde telepati gerçek mi?

Paylaştıklarım doğrultusunda bunun kararını siz verin. Ama benim eğitimlerim, araştırmalarım, okuduklarım doğrultusunda edindiğim cevap; EVET!

Hiç birini aklınızdan geçirdiğinizde ondan bir telefon ya da mesaj aldığınız oldu mu? “Şimdi aklımdan geçtin.” cümlesini kurduğunuz…

Peki, almayı düşündüğünüz bir şeyin size hediye edilmesi…Bu bana çok olur.

Mesela küs olduğunuz birinin (eski sevgili, eş) hiç aklınızdan çıkmaması…

Az önce dedim ya, kuantum dünyası çok derin ve çok boyutlu. Tam bu noktada biraz da çekim yasası, nöronlar devreye girer. Kuantum dünyasına ne kadar bilinçli, bilgili şekilde hakim olursanız istediğiniz sağlığı, ilişkiyi, bolluğu da yaratabilirsiniz.

Arzu edenler benim hem grup hem de birebir verdiğim The Law of Attraction/Çekim Yasası eğitimime ya da fizikçi & akademisyen Dr. Murat Kurt ile verdiğimiz Quantum Healing eğitimlerimize katılarak kuantum dünyası ile tanışabilir, uygulamalar öğrenip, hayatlarında dönüşüm sağlayabilir. Tek kural ilgili ve istekli olmak.

QH | QUANTUM HEALING BALL NEDİR, NE İŞE YARAR?

Enerjiyle çalışma konusunda istekli ve ilgili olan herkes bilinçli olarak yaratılmış ve kendi kontrolünde olan “Healing Ball”u kolaylıkla yaratabilir. Healing ball, enerji topudur. Enerjiyi kullanmanın, yönlendirmenin, odaklamanın en basit ve etkili yollarından biridir,

Healing Ball’a yüklenen enerjiyi, kodu ve içine giren her şeyi (renk, amaç, görüntüler) siz kontrol edersiniz. Bir kez oluşturduktan sonra istediğiniz yere, ister kendi bedeninize, ister başka birine, durumlara, sorunları çözmek, ruh halinizi daha iyi hale getirmek, korumak için kullanabilirsiniz.

QH | QUANTUM HEALING BALL NASIL OLUŞTURULUR?

Gözlerinizi kapatın. Kendiniz ya da kim için kullanacaksanız o kişiyi çok net şekilde zihninizde canlandırın. Ellerinizin arasında enerjiden oluşan beyaz bir enerji küresi – topu imgeleyin. Bu topu dilediğiniz kadar büyütebilirsiniz. İstediğiniz boyuta gelince enerji topunuza niyetinizi şimdiki zaman ekiyle kodlayın. Dilerseniz niyetinizi destekleyen bir sembol de yerleştirin. Nasıl bir enerji topu olacağı tamamen sizin hayal gücünüze kalmış. Ben yalın, sade, karmaşık olmayan bir enerji topu yaratmanızı öneririm.

Topunuz hazır olunca kendiniz için kullanacaksanız topun elinizden çıkıp tüm bedeninizi içine aldığını, tüm bedeninizde dolaştığını imgeleyin. Sağlık için belli bir bölgede çalışacaksanız topu bir süre orada tutun. Enerji topunuz bedeninizde dolaşırken niyetinizi – olumlamanızı şimdiki zaman ekiyle sıkça tekrarlayın.

Enerji topunu başka biri veya durum için kullanacaksanız topu karşı tarafınızdaki kişinin tam kalbine fırlatın ve kalbinden tüm bedenine yayıldığını, tüm bedenini kapladığını imgeleyin. Top karşı tarafın bedeninde dolaşırken niyetinizi – olumlamanızı şimdiki zaman ekiyle sıkça tekrarlayın.

En az 5 dakika bu uygulamayı her gün düzenli yapın.

Sevgiler,
Ayça Akın
aycaakin.com | minform.com.tr

UYARI : Bu uygulama tedavi amacıyla kullanılmaz. Tedavi yerine geçmez. Sadece destekleyicidir. Uygulama, uygulayan kişilerin sorumluluğundadır.