Günümüzde herkesin en çok sorun yaşadığı, zihnini meşgul eden, “acaba” larda boğan konudur ilişkiler. Hemen hemen herkes ilişkilerde mutlu olmanın, bir kadını ya da bir erkeği etkileyip ilişkiye “evet” dedirtmenin kısa yollarını arıyor. Kimi çareyi “Onu Kendine Taptırmanın Bilmem Kaç Yolu” gibi benim saçma ve yanlış bulduğum kitaplarda arıyor kimi de sirkeyle yatıp, ada çayı, çer çaput yakıp ritüellerle o kadını/o adamı bağlamaya çalışıyor. Saçmalamakta sınır tanımayanlar astrologlara, medyumlara koşuyor.
Birçok kadın, kız arkadaşlarından – onların da başka kadınlardan – öğrendiği öğretilmiş taktikleri, bedenlerini kullanarak bir erkeği, birçok erkek de parasıyla, arabasıyla, patlayacak gibi duran kol ve baklava karın kaslarıyla bir kadını etkilemeye, elde tutmaya çalışıyor.
Kadın veya erkek olsun bir insanı etkilemenin de elde tutmanın yolu da bedenden değil, iletişimden geçer!
Doğru mesajlar, doğru cümleler ve doğru işaretler…Bunları gönderme ve alma konusunda başarılı olursan sağlıklı, doğru iletişim kurmuş olursun. İkili ilişkilerde doğru iletişim içinde her türlü dinamiği bulundurur; mizah, cinsellik, duygu, paylaşım.
Odağındaki kadın veya erkekle doğru iletişimi kurabilirsen hem onu etkiler hem de tutkulu, sağlıklı bir ilişkiye yol alır hem de karşındakinin de sana karşı duygularının olup olmadığını, seninle sadece cinsellik ya da maddiyat için mi beraber yoksa gerçekten seninle olmak istediği için mi yolun başındayken anlarsın.
Kadın olsun erkek olsun;
- Aşırı ilgi gerçekçi değildir. Zaman zaman gösterilen yoğun ilgi anlık istediğini almak, yaptırmak için manüpilasyondur. İstediğini elde etmek için ilgi gösteren bugün seni mesaja boğacak şayet istediğini elde edemezse yarın çeşitli bahanelerle yok olacaktır. Ya toplantıları artacaktır bir anda ya da şehir dışı iş seyahetleri ya da ailesinden biri(leri)ne bir şey(ler) olacaktır. Yani o ilgi yerini “beni arama” subliminal mesajlarına bırakacaktır. Gerçekten seninle olmak isteyen kişi dozunda, boğmadan ama sürekli ilgi gösterir. İlgi göstermekten kastım, “aşkım, bir tanem, bal böceğim” vb. aşk mesajları değil. Merak etmek; ruhsal halini, sağlığını, gününü, seni…
- İlgi alanı dışındaysan beraber olduğunuz anlarda göz teması kurmayacaktır. İlgisi ya çevrede ya masada olanlarda ya da “mail, mesaj geldi” bahanesiyle telefonunda ya da tv’de olacaktır. İlgisi, odağı sende olan insan göz teması kurar, sana bedenen de yakın olmaya çalışır, sen sussan bile konu açar, konu bulamıyorsa – ki bulur – espri yapar. Yani ortamın enerjisini ve aranızdaki enerjiyi yüksek tutmaya çalışır.
- Seninle gerçekten ilgilenen insan soru sorar. Bu seni, yaşamını merak ettiğini, tanımak istediğini, senin hakkında bir şeyler bilmek istediğini gösterir ki bu da seninle ilgilendiğinin çok açık göstergesidir. Soru sormuyorsa bilmek istemiyordur, ilgisini çekmiyorsundur.
- Seninle hayatına dair özel bir anısını, hikayesini paylaşır. Bu “sana güveniyorum, sana kendimi açıyorum” demektir. Ona dair bir şey paylaşmak istemiyorsa yüzeysel bir iletişimden yanadır.
- Duygu durumundaki değişikliği fark eder ve sorununu öğrenmeye çalışır. Somut çözümler olmasa bile duygusal yükünü hafifletecek çözümler bulmaya çalışır, bulur değil, çalışır. (çaba)
- Seninle görüşmek için zaman olmasını beklemez, az ama çok zaman yaratır.
- Beklemediğin anda seni mutlu etmek adına süprizler yapar. Belki habersiz alınan iki sinema bileti belki bir yemek rezervasonu ya da tatil rezervasyonu. Bu tür sürprizler “ben seninle olmak/vakit geçirmek istiyorum” demektir.
- İletişimi sadece whatsapp üzerinden sağlayarak monotonlaştırmaz. Seni görmek için görüntülü de arar. Duygularını sadece emojilerle ifade etmez, sesli de ifade eder.
- “Hayır”cevaplarının karşısında uzun süreli davranış şekli ya da üslup değiştirmez, kırgınlığını, kızgınlığını, iletişimi kapatmadığı seni yok saymadığı dengeli tavırlarla belli eder.
- Dokunur. Bedensel temas kurar.
- “Özlüyorum”, “seni düşünüyorum” cümlelerini kullanmaktan, duygularını ifade etmekten çekinmez. Net olur.
- Seni “acaba” lar içinde bırakmaz, aklında oturmayan şeyleri cevaplamaktan kaçmaz. Sen soru sorarken, kendini ifade ederken rahat hissedersin.
Tabii tüm bunların olabilmesi için sen de ilgi duyuyorsan karşı tarafa aynı yaklaşımlarda bulunarak senin de cesaret verici, onaylayıcı işaretler göndermen gerekir. Işık yoksa karşı taraf kendini duvarla muhatapmış gibi hissedecektir. Şayet karşı taraftaki kişiye bir duygun, ilgin yoksa bunu karşı tarafın anlamasını beklemek yerine ifade etmen gerekir, bu da sana düşer.
Görünürde bu anlattıklarımın hiçbirinin bedenle direk bir alakası yok ama cinsel çekilicilik konusunda rol oynayan hormonları harekete geçirmede büyük rolleri var. Ne de olsa insan ona iyi gelen onu heyecanlandıran kişiyi cinsel olarak çekici bulur ve arzular.