Her ne kadar maddesel bir varlık olarak görünsek de aslında enerjiden oluşan varlıklarız. Biliyorum, kabul edilmesi zor bir gerçek çünkü bunca zamandır bizlere öğretilen madde beden olduğumuz. Enerji bedenler olduğumuzu kabul edebilmek için tüm bildiklerimizi unutmamız gerekiyor. İşin zor ve korkutucu kısmı da bu zaten.
Bilim çoktan bunu kabul etti lakin insanın bunu kabul etmesi zaman alacak. Evrim denilen olgu hiçbir zaman kolay olmadı. Bu zihinlerimiz, düşüncelerimiz için söz konusu olduğunda daha zor. İnsan görmediğine inanmak istemiyor lakin «Allah» a da görmeden inanıyor. Çünkü inananlar kendilerince çeşitli araçlarla varlığına ispat görebiliyorlar.
Kuantum için de bilim dünyası aynı şeyi söylüyor; henüz nasıl olduğunu tam bilemiyor ve açıklayamıyoruz ama olduğunu, işe yaradığını biliyoruz!
İşe yarıyorsa, fark yaratıyorsa, hayatına olumlu etki ediyorsa uygula! Benim her zaman felsefem bu olmuştur.
Yarıyor! Bunu ben de araştırmalarım, eğitimlerimin ötesinde bizzat deneyimlemiş biri olarak söyleyebilirim. Bu uygulamaları yapan kişilerin olumlu dönüşümler – deneyimler yaşaması da tesadüf olamaz. Dr. Joe Dispenza’nın bizzat yaşadığı deneyim, kitaplarında yer verdiği vaka örnekleri, MR görüntüleri, bilimsel makaleler, kitaplar ve nicesi.
Bildiğimizden çok öte bir güce sahibiz, ama çoğumuz bundan habersiziz. Belki de bilinçli şekilde habersiz bırakılıyoruz…
Benim yaşadığım deneyime gelecek olursam; bu konulara daha yeni yeni giriyordum. Hayatımın birçok alanında bir şeylerin istediğim yönde değiştiğini, 25 küsür yıldır tedaviye direnç gösteren JRA rahatsızlığımın benim ve doktorumun anlam veremediği şekilde kısa zaman aralıklarıyla olumluya döndüğünü farkındaydım, ama nasıl olduğu konusunda o zamanlar fikrim yoktu.
O gün ortopedik bir ameliyat sonrası gece hastane koridorlarını sancıdan inletince hemşireden bana ameliyat sonrası tek doz yapılabilen o müthiş ağrı kesiciden (ya da ne idiyse o) yapmasını istedim. Yapamayacağını söyledi. Israrlı davrandım, o da ısrarlı davrandı. O ısrarlı davrandıkça ben bağırışlarımı, ağlamamı arttırdım. Sabah doktorum geldiğinde soracağını söyledi. Sabahı zor ettim. Doktorum geldi. Yalvarırcasına o şey ne ise yapmasını istedim. Cevap aynı oldu; «Yapamayız!»
Israrlarımla baş edemeyince beklediğim o talimat geldi; «Yapın»
Uçtum mutluluktan çünkü tüm ağrılarım dinecek ve ben ihtiyacım olan uykuya mışıl mışıl dalacaktım.
Yaptılar! Ben yarım saat içinde «Ah bu ne harika bir şey» diye diye uykuya dalmışım.
O günden sonra ne ağrı ne sızı. Bir hafta sonunda taburcu olmak için hazırlanıyorum. Odada bir kıkırdamadır gidiyor; «Ne gülüyorsunuz?» diye sorduğumda aldığım cevapla kuantum dünyasının, düşünce gücünün, bilinçaltı kodlamasının gerçekliğini tescilleyeceğimden, hayatımdaki tüm o olumlu değişimlerin cevabını bulacağımdan habersizdim.
«O çok sancı çektiğin, o iğne de o iğne diye ortalığı yıktığın günü hatırlıyor musun?» diye sordu ailemden biri – sanırım babamdı.
«Evet» dedim.
«Sana ilaç değil, su yaptılar» dediğinde beynimde binlerce şimşek çaktı.
O güne gittim zihnimde…Nasıl olmuştu da ilaç almadan benim o saçımı yolduran ağrılarım yarım saat içinde son bulmuş ve mışıl mışıl deliksiz uykuya dalmıştım.
PLASEBO ETKİSİ! Beynin konuşma dili…O ilaç çok güçlü ve benim ağrılarımı hemen geçirecek düşüncesiyle dakikalar içinde kodladığım bilinçaltım ve o kodlamanın dakikalar içinde nöral ağları harekete geçirip inanca ve gerçekliğe dönüşmesi…
Benim yaşadığım bu deneyim “İnancın Biyolojisi“ adlı kitabın yazarı, hücre biyoloğu, genetik bilimci Prof. Dr. Bruce H. Lipton’un bu videosunda anlattıklarıyla birebir örtüşüyordu.
Kendime gelemedim günlerce. Aklım bu deneyimim üzerinde düşündü durdu ve daha da derinleştim bu konularda. Araştırmalar, burada ve yurt dışından eğitimler, kitaplar…Derinleştikçe kendimle daha derin nöral bağlantılar kurdum. Kurdukça değişimler de hayatımın her alanında ardı ardına geldi.
JRA’ da bir segment vardır. Eğer o yüksek ise rahatsızlık aktif ve ağrı içindesiniz demektir iltihaptan dolayı. Bu da kortizon tedavisi demek, şeker gibi ağrı kesici içmek demek, fiziksel kısıtlanmalar demek…demek de demek. Bu segmentin normali 20’dir. Ben yirmi beş küsür yıl (JRA ile 3 yaşımda tanıştım) onca tedaviye rağmen 90’ların 100’lerin üstünü gördüm, aşağısını göremedim. Sanırım on küsür yıldır 20’yi geçmiyorum. Doktorum her kontrolde rakamın aşağı gittiğini gördükçe bir kontrolde «benden habersiz bir şey yapıyorsun sen» dedi, «ne yapıyorsan yapmaya devam et, acil bir şey olmadıkça da bana gelmene gerek yok artık» dedi ki benim doktorum eski jenerasyon, bilime sıkı sıkı tutunan, alternatif tıplara karşı biridir. O zamanlar öyleydi eskisi gibi sık görmüyorum kendisini. Bizzat prof. doktorumdan kendisinin de hizmet verdiği üniversite hastanesinde nasıl başardığımı diğer hastalara anlatma teklifleri aldım.
Yanlış anlaşılmasını istemem tabii ki tedavimi bırakmadım, kimse de bırakmamalı zaten kuantum vb. uygulamalar başlı başına bir tedavi yöntemi de ASLA DEĞİLLER. Tedavi ve nöral meditasyon uygulamaları, iyileşmenin daha hızlı gerçekleşmesi için bütünselliği sağlayan bilimsel zemini ve kanıtları olan nöral uygulamalardır. Zaten uyguladıkça bir şeyler değişiyor, iyileşme oldukça tedavi de minimuma iniyor hatta sonlandırılabiliyor.
Sağlığınıza kavuşmak, bedeninizdeki zarar görmüş alanları iyileştirmek tıbbi tedavi yanında kuantum ile desteklenerek mümkün. Bunun bilimsel çok açıklaması, vaka örnekleri, MR görüntülemeleri hatta yurt dışında uygulama enstitüleri var. Bizim ülkemizde de yavaş yavaş «bütünsellik» çerçevesinde uygulanmaya başlandı. Katıldığım eğitimlerde çok doktora rastladım bu boyutu öğrenip hastalarına bütünsellik çerçevesinde uygulamak isteyen…
NASIL UYGULAYABİLİRİZ?
Yapmanız gereken kuantum alanına girmek. Tıpkı gözlerinizi kapattığınızda zamandan ve mekandan bağımsız bir alana geçmek gibi. Uzay boşluğu bir nevi…Bu alana geçtiğinizde yani kuantum alanında madde bedeninizle kendinizi var etmeyin.
Kendinizi madde beden olarak değil, enerji kümesi bir beden olarak görün ve hortum gibi bir enerji kütlesinin tüm bedeninizde dolaşarak sizi – alanı iyileştirdiğini imgeleyin, bu sırada belirlediğiniz kısa bir onaylamayı da sürekli tekrarlayın:
Çok sağlıklıyım – Sağlığıma hızla kavuşuyorum – Şifalanıyorum – İyileşiyorum – vb.
Her meditasyonda mutlaka aynı onaylamayı kullanın. Süre olarak beş dakika bile yeterlidir.
Bu ileri seviye bir nöral uygulamadır. İlk uygulamalar sarsabilir, ama ilk uygulamada dahi bir rahatlama, hafiflik fark edeceksiniz. Düzenli uyguladığınızda da iyileşme…
Deneyimlerinizi benimle de paylaşın.
Sevgiler,
Ayça Akın