PALAVRANIN HASINI ATIYORLAR.

İnternette gezinirken bir yazıya denk geldim. Yazı kadın, erkek ilişkileri üzerine ve kadınların beklentisinin yüksek olduğundan bu beklentilerini bulamadıklarında, beklentileri olmayınca “ortalıkta düzgün erkek yok” diye yakındıklarından bahsediyor bir bölümünde.

Tepem fena attı!

 “Kadınların beklentisi büyük, beklentileri olmayınca ortalıkta düzgün erkek yok diyorlar” diyen adamlar şu sorumu cevaplasın.

Birebir kendi yaşadıklarımdan örneklerdir bu vereceklerim.

Ben tanıdığım hiçbir adama diplomasını sormadım. Daha bismillah yarım saat sohbetin ardından kendileri diplomalarını, mesleklerini  ortaya koydular. “İyi de, ne alaka şimdi?” dediğimde ya “bil de…” diye başladılar ya da “belki bilmek istersin” diye benim adıma konuştular. Biraz kişisel tecrübe, biraz mesleki tecrübe, biraz aldığım eğitimlerden sebep artık yalanı kısa sürede anlayabiliyor oldum. Yanlış anlamayın lütfen şimdi diyeceğimi, biraz biliniyor biraz göz önündeyseniz ister istemez “acaba gözüme girmek için palavra mı atıyor?” diye sormadan edemiyor, araştırma içine de giriyorsunuz.

PALAVRANIN HASINI ATIYORLAR!

Ben hiçbir şekilde sormamışken, ilgilenmemişken kendisini kendi üniversite mezunuyum diye anlatan adamların aslında lise mezunu bile olmadığını gördüm.

Benim STK (Sivil Toplum Kuruluşu) işlerinin göbeğinde olduğumu bilen insanların, kendilerini aktivist gibi yansıtıp aslında hayatlarında bir insana bir kez bile el vermemiş olduklarını gördüm.

Kişisel gelişimle alakası olmadığı halde iki terim öğrenip kendisini bu işlerle ilgileniyormuş gibi yansıtan, yalanını anladığımda çektiğim çizgi karşısında da “seans ücretin neyse vereyim” diyenleri gördüm.

Gecenin on’unda sektörden dolayı zamansızlığını bahane ederek röportaj için ofisine, otel suitine çağıran medya adamlarının palavralarına hiç girmeyeyim.

Evli olup da “evli değilim” diyenlerin evli olduğunu görmemin sayısını ben bile unuttum artık.

Hatta “eski sevgilimde, kuzenimde, annemde, kankamda, vb. var” diyerek benim kronik rahatsızlığım üzerinden yürüyen insanların değil rahatsızlığı bilmek, adını bile ilk defa benden duyduklarını gördüm.

Bu grup zirveye oynayan grup olduğu için altın madalyayı tabii ki onlara verdim 🙂

Şimdi bu olay(lar)da bir kadının beklentisini bulamaması mı söz konusudur yoksa “adamım” diye geçinen birilerinin şerefsizliği mi?

Cevabı alayım lütfen!

Tamam, kabul ediyorum bazı kadınların beklentileri büyük hatta çoğunun yüksek ama beklentisi olmayan kadınlara DURDUK YERE yapılan adilikleri, bu adilikleri yapan adileri de konuşalım.

Bu yazımın bir kısmını instgramda da paylaşmış bir takipçim yorum olarak da şöyle yazmıştı;

“Çok haklısınız ama şu bir gerçek onlar da bence karşılaştıkları kadınlardan gördükleri tepkilere göre davranış sergiliyorlar sanırım. Koşullanma gibi.”

Ben de diyorum ki; “Kadınların beklentisi büyük, beklentileri olmayınca ortalıkta düzgün erkek yok diyorlar” diyen adamlar kendilerini düzgün erkek olarak tanımlıyor demektir. Yani “her erkek aynı değildir” demeye getiriyorlar.

Her erkek aynı değildir demeyi biliyorsanız, her kadın aynı değildir demeyi de bileceksiniz o zaman.

Belki de o kadınlar gereksiz yalanlarınızın, sahte kimliklerin arkasına sığınıp oluşturduğunuz kimliklerden sebep beklentilerini yüksek tutuyorlardır.

Ne dersiniz?

Belki de siz bile yalanlarınızda, sahte kimliklerinizde, olmadığı halde varmış gibi yansıtmalarınızda o kadar boğuldunuz o kadar bütünleştiniz ki dürüstlük beklemek kadar basit ve temel bir şey bile sizin için yüksek beklenti anlamına gelmiştir.

Ne dersiniz?

Sevgiler,

Ayça Akın
www.aycaakin.com
Instagram : aycakn