Kronik rahatsızlık sahibi biri olarak yıllarca çareyi modern tıbbın sunduğu tedavilerde aradım. 20 yılı aşkın bir süre boyunca ağrı kesicileri gün içinde adeta şeker gibi tükettim. Kortizon tedavileri, ağır ilaçlar, türlü yöntemler… Ancak hiçbirine vücudum tepki vermedi. Ağrılar, ataklar, bitmek bilmeyen semptomlar hep benimleydi. Yani, 20 küsür yıl boyunca onca ağır tedaviye cevap vermedim.
Ta ki Quantum Healing ile tanışana kadar…
Başlangıçta ne yaptığımı tam olarak ben de bilmiyordum. Sadece denemeye karar verdim, çünkü kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. O dönem bilimsel olarak tam olarak nasıl çalıştığını anlayamadan bu sürece kendimi bıraktım. İlk başta ufak değişimler hissettim. Sekiz ay gibi kısa bir sürede biyokimyamda görülür bir değişim başladı. Her üç ayda bir kontrole gittiğimde doktorum da şaşkınlığını gizleyemiyordu. Değerlerimde hızlı bir düzelme vardı. Laboratuvar sonuçlarım yıllardır ulaşamadığımız normal seviyelere yaklaşıyordu.
Son kontrolümde doktorum dayanamayıp sordu: “Benden habersiz bir şey mi yapıyorsun?”
O zamanlar ben de tam olarak açıklayamıyordum. Ancak konuşmama fırsat vermeden yerinden kalktı, bana sıkıca sarıldı ve gözleri dolarak; “Ne yapıyorsan yapmaya devam et, belli ki sana çok iyi geliyor” dedi.
O an şunu anladım: İnsan kendisine iyi geleni bulduğunda bazen sorgulamadan devam etmeliydi.
Bugün doktorumu görmeyeli neredeyse 10 küsür yıl oldu. Çünkü son kontrolümde bana şu cümleyi kurdu: “Acil bir durum olmadıkça artık bana gelme.” Ve o acil durum 10 küsür yıldır hiç olmadı, atak dahi geçirmedim. Artık tedavide değilim, sadece koruma uyguluyorum. Hayatımda büyük bir dönüşüm yaşadım ve iyileşmenin ilaçlardan çok zihinsel ve içsel dengeyle mümkün olduğunu öğrendim.
Elbette bilim inkâr edilemez. Ancak her şeyi bilimsel zemine oturtma çabası bazen insana gerçekten iyi gelen şeyleri göz ardı etmemize neden olabiliyor. Spiritüel konular günümüzde sıkça eleştiriliyor, hatta yerden yere vuruluyor. Uçlarda olan, denge kaybettiren, dozu kaçmış her şey zararlıdır. Peki, dozunda/bilinçlice yapıldığında insana iyi gelen bir şey neden sorgulansın?
İnsanlara neyin iyi geldiğini bilmeden, sadece etiketlerin gücüyle yargılamak belki de onların iyileşme, içsel dengeyi bulma yolculuğunu sekteye uğratıyor. Belki de en büyük hata bilim ve alternatif yolları birbirine düşman görmek. Oysa bilim de, ruh da, zihin de bütünün parçalarıdır.
O dönemler bana iyi gelen şeyin altını üstünü, ötesini berisini sorgulamayı bırakıp, bir zemin aramadan sadece hissettiğim değişime odaklandığımda iyileştim, dönüştüm. Prof. bir bilim insanı olarak doktorum da sorgulamadı. Çünkü önünde her şeyin iyi olduğunu ortaya koyan laboratuvar verileri vardı.
Eğer bir şey size iyi geliyorsa, + bir şeyler katıyorsa, kendinizi daha huzurlu, daha sağlıklı, daha dengede hissediyorsanız bırakın öyle kalsın. Bırakın insanlar kendilerini iyi hissettikleri şekilde yaşasınlar.
Tıpkı doktorumun dediği gibi: “Ne yapıyorsan yapmaya devam et, belli ki sana çok iyi geliyor”
Sevgiler,
Ayça Akın
aycaaakin.com | mindform.com.tr