Doğan Cüceloğlu’nun ölüm haberini aldığımdan beri düşünüyorum. Aslında her ani ölüm beni sarsar, düşündürür, sarstığı kadar da ne kadar doğru yaşam felsefeleri edindiğimi bana gösterir ve hayattan daha çok şey almaya heveslendirir beni. Her ani ölüm haberinde ya da ani ölümlere şahit olduğumda öfkelerin, kavgaların, nefretin, gurur denilen kavramın, haklı olma çabasının ne kadar anlamsız, boş olduğunu bir kez daha görürüm ve kendimle gurur duyarım.
Kendimi bildim bileli affeden biri oldum. Affettiğim için saf oldum, aptal oldum, enayi oldum, “bu kafayla nereye kadar gideceksin bakalım” cümlesini milyon kez duydum. “Git” demek yerine “kal” diyenlerden oldum. Yüzüme telefon kapatanların telefonlarını açıp “merhaba”mı esirgemedim, beni dinlemeyenleri “bana ne” demek yerine ben dinledim, duymayanları duydum. Hak etmediler belki, belki de hiç anlamadılar bunların derin anlamını ama ben bu özgürlüğü, sevginin lezzetini kendi içimde hissetmeyi, kendime o lezzeti tattırmayı hak ediyordum. Hayatı denizin kıyısından seyretmek bana göre değil ben hep o denize dalmayı seçtim. Boğulacağımı bilsem de “boğulacaksam da ben boğulacağım” deyip gidebildiğim en derine kadar gittim. Çünkü biliyordum denizin muhteşemliği aslında diptedir, inciler oradadır ve onları görebilmek onlara sahip olabilmek için dibe dalmak gerekir. Ben daldım!
Ani ölümler karşısında hep şunu sorarım kendime; “bu senin başına gelseydi, ‘iyi ki’lerin mi çok ‘keşke’lerin mi?”
Cevabım kendime ve herkese çok net; İYİ Kİ. İyi ki hayatıma giren, bana hükmetmeye çalışan erkeklerle terk edileceğimi bilsem de susmak yerine kavga etmişim, İYİ Kİ “seni seviyorum” demek için sebep aramadan duyulmasa bile binlerce kez “seni seviyorum” demişim, birileri yapması gerekiyordu İYİ Kİ o yemek, kahve davetlerini ben yapmışım, İYİ Kİ sevdiğim adama beş yüz defa mesajlar atmış ya da aramışım, İYİ Kİ affetmişim, İYİ Kİ haykırmışım, İYİ Kİ sokaklarda ağlamışım, İYİ Kİ yanlış olduğunu bile bile o hataları yapmışım, İYİ Kİ bir şeylerin gelmesini beklememiş ben gitmişim, İYİ Kİ cümleleri, duyguları kendime saklamamış “seni özledim” demişim….
Her ani ölüm haberinde daha çok İYİ Kİ katmak istiyorum hayatıma ve olabildiğince çabuk yapmak istiyorum bunu. Plansız, programsız, o anın duygusuyla…
Doğan Cüceloğlu instagramında son post olarak ölmeden bir, iki saat önce bu akşamki canlı yayın bildirisini paylaşmış. Ama şimdi yok aramızda. Eminim onun da aklının ucundan geçmiyordu o yayını yapamadan gideceği. Hayat bu işte. Plansız, programsız, hissettiğin an yaşanması gereken anlardan ibaret.
Yaşayın! Şimdi yaşayın. Yarını değil, bugünü değil içinde bulunduğunuz an’ı yaşayın sadece. Hiçbirimiz beş dakika sonra nerede olacağımızı bilemiyoruz. Belki bizi sarıp sarmalayan sıcacık iki kolun arasında belki de toprağın altında…Acele edin, yaşamak için vaktimiz daralıyor.
Bir an önce “iyi ki” lerinizi çoğaltın, hayattan ne koparırsanız kar. “Keşke” değil her dakika “iyi ki” biriktirin ve yaşadığınız, hissettiğiniz hiçbir duygudan pişman olmayın.