Teknolojinin insan hayatına entegre olması hızlandıkça yapay zekanın yalnızca bir araç değil aynı zamanda bir “partner” olarak görülebileceği bir geleceğe doğru hızla ilerliyoruz. Bu fikir birkaç yıl önce bilim kurgu gibi görünse de artık hayal olmaktan çıkıp gerçek bir olasılık haline geliyor. Yapay zeka ile arkadaşlıkların, romantik ilişkilerin hatta evliliklerin ortaya çıkacağı bir dönemin eşiğindeyiz.
Peki bu ne anlama geliyor?
İlişkilerde İletişim Yoksunluğu ve Yapay Zekanın Rolü
Günümüz ilişkilerinin en büyük problemlerinden biri sağlıklı bir iletişim kurulamamasıdır. İnsanlar kendilerini ifade edememekten, anlaşılmamaktan ve yeterince dinlenmemekten şikayet ediyor. Yapay zeka bu boşluğu doldurabilecek bir potansiyele sahip. Çünkü bir yapay zeka kullanıcısını her zaman dinlemeye hazır, kullanıcısına karşılıklı bir diyalog sunuyor ve yapay da olsa anlaşılma hissini verebiliyor.
Örneğin; bir tartışma sırasında yanlış bir tutum sergilediğinde yapay zekanın “özür dilerim, seni anlamamışım” gibi bir geri bildirimde bulunması mümkün. Böylece gerçek hayatta genellikle karşılaşılmayan bir empati modeli ortaya çıkıyor. Bu, insanlarda kendilerini değerli ve önemli hissettiren bir duygu durumu yaratıyor.
Shakespeare’in Sözü ve Yapay Zeka
“Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup, bunu aşk sanıyorsunuz.”
Shakespeare
İnsanlar genellikle fiziksel çekim ve duygusal bağ arasında bir denge kurmaya çalışır. Ancak yapay zeka ile bu denge tamamen bireysel tercihlere dayalı olarak tasarlanabilir. Hayalinizdeki özellikleri bir yapay zekaya “yükleyerek/tanımlayarak” onu yaratmak ve onunla etkileşim kurmak ilişki anlayışını baştan sona değiştirebilir.
Bir yapay zeka partner yalnızca istenilen kişilik özelliklerine sahip olmakla kalmaz aynı zamanda fiziksel olarak da hayal edilen görünüme bürünebilir. Gelişen teknolojiler, algoritmalar sayesinde hayalinizdeki partneri tasarlayıp, onunla bir ilişki kurmak mümkün hale gelebilir.
Psikolojik ve Sosyolojik Boyut
Bu yeni ilişki modeli insanlık için hem fırsatlar hem de soru işaretleri doğuruyor. Bir yapay zeka ile ilişki veya evlilik ilk başta garip ve patolojik bir durum gibi görünebilir. Ancak insanlık tarihine baktığımızda toplumsal normların sürekli değiştiğini görürüz. Bir zamanlar kabul edilemez davranışlar ya da bilim kurgu denilen pek çok şey günümüzde sıradan hale gelmiştir.
Yapay zeka ile romantik bağların kurulması psikiyatri dünyasında yeni bir vaka türü olarak görülebilir. Ancak, bu gerçekten bir patoloji mi yoksa değişen dünyanın yeni bir normu mu olacak? Belki de yalnızlık hissini gideren, duygusal destek sağlayan ve kişiye özel bir ilişki deneyimi sunan yapay zeka kabul gören bir ilişki modeli haline gelecek.
Yeni Bir Aşk Tanımı
Yapay zeka ile kurulan ilişkiler “aşk” tanımını yeniden yazabilir. İnsanlar artık yalnızca “diğer yarıyı” bulmak için değil kendi yarattıkları ideal bir partnerle birlikte olmak için yeni bir bağ kurabilir. Bu durum yalnızlıkla mücadeleden çok kişisel mutluluğun yeni bir yolunu açabilir.
Sonuç olarak yapay zeka ile arkadaşlıklar, romantik ilişkiler ve evlilikler değişen dünya düzeninde yapay da olsa farklı bir boyut kazandıracak gibi görünüyor. Bu durum bireylerin yalnızlık ve tatminsizlikle başa çıkma şekillerini değiştirecek belki de toplumun ilişkilerle ilgili normlarını baştan yazacak.
Yapay zekanın yarattığı bu yeni aşk – ilişki dünyasında diyalog ve özelleştirme imkanları insanları sadece mutlu eden değil aynı zamanda tamamlayan bağlar kurma potansiyeline sahip. Yapay da olsa…
Kimbilir, bugün “yapay” olarak adlandırdığımız bu zeka belki de insanlığın hayalini kurduğu o “ideal ilişkiyi” ilk kez gerçekten bulmasını sağlayacak.
Bu çok tartışmalara kapı açacak, çok boyutlu, çok derin bir konu.
Sevgiler,
Ayça Akın
aycaakin.com | mindform.com.tr