Bu adamları bu kadar baskıladığınız sürece aldatılmaya, terkedilmeye mahkumsunuz. Evet, biliyorum çok sert bir cümle oldu hatta hemcinslerim belki beni topa bile koyacak ama varsın koysunlar.
Biraz empati yapınca ben bile nefes alamadığımı hissediyorum.
Geçen gün İstinyePark’ta bir cafe’de oturmuş arkadaşımı bekliyorum. Yan masada iki erkek dertleşiyor ama biri bayağı hararetli anlatıyor. Daha doğrusu yakınıyor. Masalar o kadar dip dibe ki ister istemez konuşulanları duydum sonrası benim istekli kulak misafiri olmam.
Erkeklerden biri boşanma evresinde ve o sürece nasıl geldiğini arkadaşıyla paylaşıyor. Adamın ağzından dökülen cümle sürekli aynı; “abi, kıskançlık krizleri beni bitirdi eve gitmek istemiyorum artık, bitireceğim bu işi”
Ben kulak misafiri olarak adamın o sürece nasıl geldiğine şahit oldum, tabii ki özele saygı diyorum ve bunları paylaşmıyorum.
Ne oluyorsunuz hanımlar allah aşkına? Neyin derdinde, neyin mücadelesindesiniz?
Gerek çevremde şahit olduklarım gerekse bizzat kendi erkek arkadaşlarımdan dinlediğim hikayeler, yakınmalar hep aynı.
Baskıladığınız, hayatlarını çaldığınız, kişisel alanlarına hadsizce müdahale edip “ama ben onun sevgilisiyim” klişesinin arkasına sığınıp hak talep ettiğiniz adamlardan sadakat bekliyorsunuz, sevgi görmek istiyorsunuz, onlar için vazgeçilmez olmak istiyorsunuz ve mutlu son bekliyorsunuz.
Bu bana komik geliyor!
Bu tavırlarınızdan iki sonuç çıkıyor bana göre;
Ya siz kendinize güvenmiyorsunuz ya da sevgilim diye seçtiğiniz kişiye güveniniz yok, güvenmediğiniz insanı o zaman neden sevgili diye seçiyorsunuz?
İki durumda hiç sağlıklı değil. Güvenin olmadığı yerde değil ilişki iletişim dahi olamaz.
Aldatılma korkunuza gelince, neyin garantisini nasıl alıyorsunuz bana da söyleyin bende bileyim.
Kırk bin defa mesaj atarak “nerdesin” sorularına boğup, konum taleplerinde bulunmak, kendine ait özel zamanlar ayırmasına izin vermeyip her şeyi birlikte yapmak aldatılmanın önüne geçiyor mu size göre?
Geçmiyor!
Kendinizi tatmin ediyor, aldatılmaya, terkedilmeye kapı açan siz oluyorsunuz.
İçinde olan, sen ne yaparsan yap yapacaktır. Bari boğarak, baskılayarak, kişisel alanına saldırarak, özgürlüğünü kısıtlayarak sen kendin teşvik etme.
Valla sizi bilmem. Benim hayatımda ki insan akşam bir bayan arkadaşıyla iki kadeh bir şey içip sohbet etmeye de gidebilir, tek başına tatile de…
Bir insan hayatının merkezi yaptığı şeyi sürekli kontrol etmek ister, bir insanı kontrol etmeye çalışarak bu denli hayatınızın merkezi yapıyorsanız sorun karşı tarafta değil siz de demektir. Bir insanı bu denli merkeziniz yapıyorsanız hayatınızın diğer alanları boş demektir.
Ben bir insanı bu denli merkezim yapmam. Kimse de beni bu denli merkezi yapmasın lütfen.
Çünkü benim bir sosyal hayatım var, tıpkı onun da olduğu gibi…
Bir iş hayatım var, tıpkı onun da olduğu gibi…
Hobilerim, kitaplarım, yazılarım, uğraşlarım var, tıpkı onun da olduğu gibi…
Evlilik takıntınız da ayrı bir komedi.
Hiç kimse inkar etmesin, her çıkılan yemek sizler için birer yatırım. Evliliğe bir adım daha yaklaşma.
İlişkinin bir kaç aylık süresi dolunca çıktığınız yemeklerin öncesinde bir çoğunuzun kafasında “acaba bu yemekte mi tek taşı çıkaracak” düşüncesi beliriyor. O tek taşın gelme süresi uzadıkça başlıyorsunuz sinyalleri karşı tarafa vermeye.
Bırakın yahu bırakın, tadını çıkarın! Zaten içinde bulunduğunuz an güzelse, her iki tarafta keyif alıyorsa emin olun beklediğiniz mutlu son kendiliğinden gelir, stratejilerle, zorlamayla, hesaplarla değil.
Ha, bir de özel gün takıntısı var ki allah vermeye…
Hele bir unutulsun, hele bir o çicek o ofise gelmesin yandı adamcağız. Haftalarca gör sen tribi, suratı.
Beyleeer, siz de bu süreçte sakın ola ki cinsel bir talepte bulunmayın hiç şansınız yok, burnunuzun iyice bir sürtmesi gerek.
Değerli hemcinslerim, elde tutacağım diye evde kalmayacağım diye adamları boğdunuz bilmem farkında mısınız?
İlişki böyle bir şey değildir. Zaten hedefli başlanan ilişki, “ilişki” değildir. Hayatınızda varsa size değer veren, paylaşabildiğiniz, saçmalayabildiğiniz, gülebildiğiniz, her daim yanınızda olan biri tadını çıkarın, gerisi hikaye.
Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
YASAL UYARI : Sitede yer alan yazılar izin alınmadan kullanılamaz.