“En büyük engel sevgisizliktir.” Bak seeen…
Onun için mi en ufak bir zorlu durumda hemen ilk aklınıza gelen engelli bireyin engelini yüzüne vurmak oluyor?
“Hayatı paylaşmak için engel yoktur.” – Hadi canım, gerçekten miiiiiiiiii?
Engelli bireyler turizm cenneti diye adlandırılan kendi ülkesinde tatil yapamıyor. Çünkü havuz girişleri onlar için imkansız hatta bazı engelli bireyler tesislere çeşitli yalan gerekçelerle diğer konuklara rahatsızlık verebilir diye kabul edilmiyor. Engelli bireyler aşklarını yaşayamıyor, evlenemiyor. Ola ki her zorluğu aşıp evlilik boyutuna gelseler karşı tarafın ailesi tarafından aşağılanıp kabul görmüyor. Çünkü engelli kadın “kadın” olarak, engelli erkek de “erkek” olarak görülmüyor. Engelli kadınlar diğer kadınlara göre DAHA ÇOK CİNSEL OBJE OLARAK KULLANILIYOR. Evet, evet hayatı paylaşmak için gerçekten engel yok, sevgi gerçekten her şeyi yeniyor, hallediyor. Engelli bireylere destek olmak ve yalnız olmadıklarını hatırlatmak için lüks otellerde yemekler düzenleyen sosyete budalaları – nedense bu yemeklerde ne engelli bir birey ne de ailelerini görmek mümkün değildir – giyip eskittikleri ikinci el kıyafetleri satışa çıkarıp sözde destek sağlıyorlar. Hakikaten engelli bireylere ikinci – üçüncü sınıf muamele yapıp yanlarında olduklarını göstermek takdire şayan bir zeka ve farkındalık düzeyi. Aşağılamakla destek olmayı ayırt edemeyen bir zeka takdiri hak eder bence. Sivil toplum kuruluşları bu seneki pikniklerini, engelli bireyler üzerinden gösterişi, şakşakçılığı, ajitasyonu, dilenciliği nerede yapıyorlar? Dikiş, nakış, bez bebek kursları da hala var dimi? Engelli bireyin sosyalleştirilmesi, hayata, topluma entegre edilmesi anlayışı bu mu?
Sizin 10 – 16 Mayıs ENGELLİLER HAFTANIZ kutlu, mutlu olsun. Ben böyle sahteliklerle dolu bir haftayı ne kabul ederim ne de kutlayıp kutsarım.
Sevgiler,
Ayça Akın
Instagram: aycakn
Twitter : aycakn