Sanırım 4 yıl önceydi. Saat 16:00 civarı. Mevsim kış. İş çıkışı kızkardeşimle Yeniköy’de bir kafede buluşuyoruz. Çekim yasasından, eksiklerinden vs. konuşuyoruz. Kardeşimin arkasında kalan benimse direk gördüğüm masada iri yapılı bir adam tek başına oturmuş kahvesini yudumluyor. Arada bir göz göze geliyoruz, adam gülümsüyor. Bildiğimiz çapkınlık gülüşlerinden değil, bir iki göz göze gelmeden sonra adamın bir şey söylemek istediğini anlıyorum ben de gülümsüyor ve cesaretlendiriyorum.
Gülümseyerek, “pardon” diyor, “sohbetinize kulak misafiri oldum, konuştuğunuz konulara hiç yabancı değilim”
Fizik mezunu olduğunu, yaptığı işi vs. söylüyor. Derken kuantum, the secret, kişisel gelişim ve bu tür konuların ayağa düşmeye başladığını konuşuyoruz. Bu konu bittikten sonra “özür diyerek bir şey sormak istiyorum” diyor. Onaylıyorum.
“RA” mısınız diyor? (Bedenimde taşıdığım RA deformasyonlarına istinaden) “Evet, üç yaşımdan beri yani otuz yıldır” diyorum. Ve başlıyor RA hakkında konuşmaya. Anlattıkları, kurduğu cümleler ancak bir RA’lının ve doktorun bilebileceği detaylarla dolu. Çok şaşırıyorum ve soruyorum.
“Bu konuda bu kadar bilgi nereden geliyor, kurduğunuz cümleler, anlattıklarınız ancak bu işin içinde olanlar tarafından bilinebilecek şeyler” diyorum.
Gülümsüyor ve “Benim kız arkadaşım’da RA diyor” sohbet şöyle devam ediyor;
Adam : Onu doktora getirip götüre ben de öğrendim neyin ne olduğunu.
Ayça : Ne zaman ve nasıl başladı bu durum?
Adam : Bir arkadaşımızın doğum günü yemeğinden kalkmak üzereyken kız arkadaşım oturduğu yerden kalmadığını söyledi bana. 5-10 dk anlam veremedik ama kız arkadaşım resmen betonlaşmış gibiydi. Ambulans’la hastaneye götürdük. Testler,kontrol derken RA olduğu anlaşıldı. Yürüme yetisini büyük oranda kaybetti, şu an bastonla yürüyebiliyor. Siz çok şanslısınız. Fiziksel deformasyonları başladı. Genital bölgesinde enfeksiyon durumları oldu, anlaşılamayan bir çok sorun baş gösterdi ve kız arkadaşım literatüre girdi. Ağrılarını zaten tahmin edersiniz. Her akşam ayaklarına masaj yapıyorum bu biraz ağrılarını hafifletiyor. Ben de neyin ne olduğunu araştırmaya başladım. Hatta doktorla kafa tutacak seviyeye bile geldim (Gülüyoruz)
Ayça : Her akşam ayaklarına masaj yapıyorsunuz???? Sizi ayakta alkışlıyorum.
Adam : (Gülümsüyor)
Ayça : Olanları tahmin edebiliyorum, aynı süreçlerden geçtim ama bir şeyi çok merak ediyorum. Sormama izin verin. Toplumumuzun algısı ortada hele ki ikili ilişkilerde zora gelemeyen bir milletiz. Siz hala kız arkadaşınızla berabersiniz anlaşılan?
Adam : O benim her şeyim. Seneye evleniyoruz.
Ayça : (Hayranlıkla gülümsüyorum ve ekliyorum) Dışarıda toplum baskısıyla nasıl baş ediyorsunuz? Malum bizim toplumumuzda…. (cümlemi bitirmeme izin vermedi, kendisi tamamladı)
Adam : Hasta bir kadınla ne işin var, evlenilir mi? sorusu ve daha nicesi değil mi?
Ayça : Evet bu sorular, baskı kaçınılmaz olacaktır.
Adam : Kız arkadaşımla geçen gün bir restouranta gittik. Gruptuk. Kız arkadaşım ağır hareket ediyor, yürüme sorunu var. Kız arkadaşım olduğunu öğrenen bir kadın, kız arkadaşım diğer bir arkadaşımızla tuvalete gittiğinde senin gibi birinin böyle bir kadınla ne işi var diye sordu. Kız arkadaşımın kullandığı bastonu göstererek sadece evleneceğimizi söyledim.
Saat geç olmuş, şiddetli yağmur başlamıştı. Ben gecikmemek için mekandan ayrılmak zorunda kaldım. Adamda kalkması gerektiğini söyledi. Gentilmence bize taksi çağırdı, taksi gelene ve biz binene kadar bekledi. Eve gelene kadar düşündüm, acaba gerçekten evlenebilecekler miydi? Yoksa bir yerden sonra bazı şeyler ağır gelip vaz mı geçecekti adam?
Ben 4 yıl sonra adamı Yeniköy’de arabayı park ederken yine gördüm. Adam bana baktı, ben adama baktı. İkimizde birbirimizden emin olamadık. Sonunda adam arabaya yanaşınca emin oldum, camı açtım. Siz o’sunuz değil mi? dedim. (Dört yıl önce de adamın adını bilmiyordum, sormamıştım) “Evet” dedim ve hiç beklemeden dört yıl önce yol boyunca takside düşündüğüm o soruyu sordum;
“Evlendiniz mi?”
“Evet! Geçen sene”
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.instagram.com/aycakn
www.facebook.com/aycaakinofficial