Bir milyon küsür takipçisi olan sosyal medya fenomenlerimizin birinin videosuna denk geldim dün.
Günden güne hem insanlık adına hem değerlerimiz adına hem de iletişim adına nasıl hızla yok olduğumuzu üzülerek izledim.
Video baştan aşağı ego patlamasından başka bir şey değildi bana göre ve bu videoları yayınlayan ünlü, entelektüel düşünür sosyal medya fenomenlerimizin bir milyon küsür takipçisi var. “Takipçi” yani Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre “izleyen kimse”
“S**tirsin gitsin, ondan yüz bin tane var benden yok, benden bir tane var” diyordu videoda anlamsız bir öz güvenle bir de öğüt veriyordu “sen EN güzeline layıksın, bizler özel insanlarız” diye.
İşte bu sosyal medya fenomenlerinin, iki sertifikayla ya da üç beş saçma sapan ritüel vererek kişisel gelişimci olduğunu sanan sözde danışmanların ego tabanlı gösterişsel öz güvenleriyle verdikleri ego şişirici telkinlerle insanlar kendilerini, değerlerini, iletişimi kaybetti.
Şuursuzca EN olma, EN’e sahip olma hırsı, bencilliğe dayalı “BEN” egosu aşılandı.
Tabii ki hepimiz eşsisiz, tekiz, özeliz, değerliyiz. Bu zaten bilimsel olarak da gerçek. Hepimizin parmak izleri, DNA’sı farklı dolayısıyla dokunduğumuz her şeye bıraktığımız izler de benzersiz. Tekliğimiz, eşsizliğimiz, özel oluşumuz doğuştan yani.
Ama davranışsal, iletişim boyutuna baktığımızda hepimiz kusurluyuz! Ağır kusurluyuz!
İlişkiler sorunlu…
Mutsuzluk almış yürümüş…
İnsanlar bencil…
Neden biliyor musun?
“Ben eşsizim, benden bir tane var, s**tirsin gitsin” diyorsun ya aynısını karşındaki de kendisi için, senin için diyor. Çünkü sen kendini eşsiz gördüğün gibi o da kendisini eşsiz görüyor. Hakkıdır, sen kendine göre eşsizsen o da kendine göre eşsiz.
“Benden bir tane var, s**tirsin gitsin” diyorsun ya, o da diyor “benden bir tane var, s**tirsin gitsin” Hakkıdır, sen kendini bir tane görüyorsan o da kendini bir tane görüyor.
O zaman hangimiz eşsiz ya da bir tane?
HİÇ BİRİMİZ!
“Hayır, ben bir taneyim o değil.” diyorsan ya da “Benden bir tane var, s**tirsin gitsin” dediğinde “Evet, ondan bir tane var benden çok…en iyisi s**ktirip gideyim ben” gibi bir cevap ya da kabulleniş bekliyorsan “insanlar çok bencilleşti, insanlık bitti” diye yakınmadan önce bir düşüneceksin o insanlardan farkın ne?
İşte insanlar arasındaki mesafe bu yüzden açık, işte ilişkiler bu yüzden sorunlu, işte insanlar bu yüzden bencil, işte bu yüzden samimiyet yok, işte bu yüzden ilişkilerde kişilerin birbirine de ilişkiye de teslimiyeti yok, bu yüzden her an biri gidecekmiş gibi, bu yüzden ilişkiler kısa ömürlü, günlük…
“İnsanlar hep aynı” diye yakınıyorsun…
“Aynı”yı oluşturan “aynı”olanı yapanlar, “aynı”olanı söyleyenler, “aynı” olanlar.
“Aynı”sını yapan “aynı” sını söyleyen sen gibi…
“Aynı”sını yapan “aynı” sını söyleyen o gibi…
Yine soruyorum; o zaman hangimiz eşsiz ya da bir tane?
HİÇ BİRİMİZ!
Herkes aynı iken herkes kendini eşsiz, bir tane görüyor, kendisi EN olmadığı halde EN’i bekliyor, EN ayaklarına koşa koşa gelip serilecekmiş gibi gelene kadar herkese anında s**ktiri çekiyor.“Aynı”sını yaparak, “aynı”sını söyleyerek, “aynı” olarak farklı olanı, EN iyisini, EN güzelini bekliyor.
S**ktir çekerek çoğalmaz sevgiler, emekle çoğalır.
S**ktir çekerek büyümez sevgiler, hoş görü varsa kalpte çoğalır.
S**ktir çekerek olgunlaşmaz sevgiler, affedebiliyorsa yürek olgunlaşır.
S**ktir çekerek okyanus olamaz insan, her insana her renge yer verebiliyorsa yüreğinde okyanuslaşır.
İnsan aslında kendisini kendi yalnızlaştırıyor, EN olacağım, EN‘i bulacağım derken zamanı tüketiyor ama hiç bir zaman EN olamıyor, EN‘i bulamıyor, bulamayacak. Olan beklemekle kaybedilen zamana oluyor.
Elbette bu demek değil ki her gelene, her olana “eyvallah” diyelim.
Hayır, tabii ki demeyeceğiz ama ilişkiler denge ve duruş işidir. Sadece egoyu değil, aklın ve kalbin sesini de dinleyelim. S**ktiri çekelim ama ne zaman çekmemiz gerektiğini iyi bilip, duruşla çekelim. Egoyu şişirip “bak adam/kadın ben zerre umursamam sen kimsin ki” lafları veya edalarıyla “bende ki öz güveni görüyor musun…” havalarını vermek için değil, EN olmak, EN iyisine, EN mükemmeline ulaşmak için değil bireysel sınırlarımızı, ruh ve akıl sağlığımızı korumak için “s**ktir git” diyelim.