Hastalıkların duygusal nedenlerini bilinçaltı boyutunda çözmediğiniz sürece kalıcı bir sağlık elde edilmiyor. Döngü bazen üstü örtülerek bazen de yükselerek devam ediyor. Bunu artık yeni yeni modern tıp da söylüyor, ama ben doktorların elinde büyümüş, 30 küsür yılını hastanelerin birçok bölümünü deneyimleyerek, ameliyat masasına birçok kez yatmış, ilaç sektörünün de malesef bir dönem sağlam kobayı olmuş, kullanmak zorunda olduğum ilaçların ciddi riskleri nedeniyle, “Başıma bir şey gelirse kimse sorumlu değildir.” tarzı formlara binlerce kez imza atmış biri olarak tecrübelerimle söylüyorum. Ne zaman ki bilinçaltı ve duygusal boyutta bir şeyleri çözüyorsunuz tablo o zaman çok kısa süre içinde (benim 6 ay içinde oldu) bambaşka yerlere evriliyor.
BİLİNÇALTINIZA YOLCULUK YAPMA CESARETİNİ GÖSTERİN!
Bu çok zordur, çok sancılıdır ama imkansız değildir. Fernando Pessoa’nın dediği gibi;
“Anlamak için kendimi yok ettim.”
Anlamak için kendinizi yok etmeniz gerekir. İnandıklarınızı, “doğru” ya da “benim doğrum bu” diye sıkıca tutunduklarınızı, alışkanlıklarınızı, suçlamalarınızı, öfkelerinizi bırakmanız gerekir. Hatta bazen kişiliğinizi…Çünkü kişiliğinizi oluşturan düşüncelerinizdir, düşünceleriniz duygularınızı oluşturur, duygularınız da davranışlarınızı…Davranışlarınız da hayatınızı!
BİLİNÇALTINIZA YOLCULUK YAPMA CESARETİNİ GÖSTERİN!
Bunu hayatınızın her alanı için yapın. Öfke duyduğunuz insanlar, suçladıklarınız, affedemedikleriniz, “Onun/senin yüzünden” diye başlayan cümleleriniz…Tüm bu olumsuz duyguların aslında yaşadıklarınızın, size yaşatılanların ya da size öğretilenlerin bilinçaltı kaydınız olarak sizinle ilgili olduğunu anladığınız an özgürleşmeye başlarsınız.
Hayatımızda bir şeyler olur, olaylar olur, ama onlara anlam – etiket vererek varlıklarını ya da etkilerini sürdürmelerine izin veren ya da vermeyen, etkilerini çoğaltan ya da azaltan sizsiniz. Olay ile duygu bağınızı değiştirdiğinizde ya da herhangi bir duygu bağı kurmadığınızda önce ruhsal sonra da bedenen yenileniyorsunuz.
Bilinçaltı duygu bağı kurduğunuz her şeyi kaydeder. Duygu bağı kurmadığınız hiçbir şeyi kaydetmez. Ve bilinçaltı günlük davranışlarınızın %95‘ini yönetir. Bu da her gününüzü farkındalıksız, bilinçsiz, otomatik tepkilerle kukla misali (bilinçaltınızın kuklası) yaşadığınız anlamına gelir. Sürekli tekrarlanan aynı döngü kalıcı hale gelir, duygu boyutunda çoğalır. Bilinçaltına yolculuklar yapmak demek bu döngü zincirinin bir halkasını kırmak demektir! Kırdığınız her halka ile de zihinsel zincirlerinizden kurtulursunuz. Zincirlerinden kurtulmuş özgür zihin sağlığı da mutluluğu da huzuru da getirir. Çünkü nöroplastisite (beynin kendini yenilemesi) başlar, nöronlarınız yeniden şekillenir ve siz, sizi yöneten bilinçaltınızın, kendi hayatınızın kuklası değil kaptanı olursunuz.
Buraya minik bir ispat bırakıyorum.
Sevgiler,
Ayça Akın