ERKEKLER SANDIĞINIZ KADAR APTAL DEĞİL, SADECE BAZEN ŞAPŞALLAŞIYORLAR.
Dün gece yarısı bir telefon geldi. İşte o telefonun ucundaki adamın yalın halidir beni gecenin bir vakti sorulara boğan ve bu yazıyı yazmama sebep olan….
Dün gece yarısı bir telefon geldi. İşte o telefonun ucundaki adamın yalın halidir beni gecenin bir vakti sorulara boğan ve bu yazıyı yazmama sebep olan….
Seni mutsuz eden sıkıntılı durumlardan bir türlü kurtulamadığını, her geçen gün daha da dibe vurduğunu, sanki herkes ve her şey aralarında anlaşmış da sadece senin…
Birini olduğu gibi kabul ediyorsan değiştirmeye çalışmazsın, edemiyorsan değiştirmeye çalışırsın. Değiştirmeye çalışmak onu senin istediğin şekle girdiği, senin istediğin şekilde davrandığı takdirde sevmektir. Baştan seninle…
Amacım kendimi övmek değil, kendimi anlatmayı nefret derecesinde sevmem karşımdakinin beni okumasından, keşfetmesinden yanayım. Keşfedenler söylüyor ne kadar net olduğumu hatta bazen dilimin biberli olduğunu….
Ne kadar çok seviyorsun yaşamak yerine beklemeyi, ertelemeyi, zamanı boşa harcamayı. Bakıyorum da hep yapacakların ileride. Dilin de cümlelerin de yarınlara kurulu. “X günü bekle.”…
“Bir canlı için ödül olan diğeri için olmayabilir. Kendi tüylerini gagalarıyla kendileri düzelten avcı kuşlar, eğitmen tarafından kaşınmayı pek öyle ödül gibi görmezler” der Amy…