Duygusal Olgunluğu Düşük İnsanlar: Küsme, Kırılma ve Sürekli Alınganlık Üzerine
Hepimizin hayatında vardır; bir şey söylersiniz gerginlik olur, o kişi sessizliğe bürünür, surat asar ve sonunda size küsmüş olduğunu fark edersiniz. Üstelik ne dediğinizi ne yaptığınızı ya da neyin onu bu kadar kırdığını bile tam olarak anlamamışsınızdır. Bu davranışların altında yatan şey çoğu zaman duygusal olgunluğun düşüklüğüdür.
Duygusal Olgunluk Nedir?
Duygusal olgunluk, kişinin duygularını tanıması, düzenlemesi ve karşısındakinin duygularını da gözeterek sağlıklı ilişkiler kurabilmesidir. Yetişkinlik sadece yaşla değil, duygusal dengeyi kurabilmekle mümkündür.
Duygusal Olgunluğu Düşük Kişilerin Belirgin Özellikleri
1- Sürekli küsme veya sessiz kalma tepkisi
Konuşmak yerine içine kapanır, sizi cezalandırmak için susarlar. Bu pasif-agresif tavırla ilgi beklerler.
2 – Aşırı alınganlık
Masum bir şaka bile kişisel algılanır. Fikir ya da yorumunuzu saldırı olarak yorumlarlar.
3 – Duygularını ifade etmekte zorlanma
Ne hissettiklerini açıkça dile getir(e)mezler, anlaşılmayı bekler ama anlatmazlar.
4 – Empati eksikliği
Karşı tarafın niyetini anlamak yerine hemen savunmaya geçerler.
5 – Manipülasyona başvurma
Küsmek, surat asmak gibi davranışlarla karşısındakine suçluluk hissettirmeye çalışırlar.
6 – İlişkilerde “ben merkezli” tutum
Her şeyin kendi etrafında dönmesini bekler, karşısındakinin ihtiyaçlarını göz ardı ederler.
Neden Böyle Davranırlar?
Bu kişilik yapısı genellikle çocuklukta yeterince duygusal destek alamamaktan kaynaklanır. Ailede duygu paylaşımı eksikse birey büyüdüğünde duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenemez. Eleştiriyle başa çıkmayı, sınır koymayı ya da iletişimle çözüm üretmeyi bilmez.
Bazı insanlar duygusal ihtiyaçlarını dolaylı yollarla ifade etmeyi tercih eder. Küsmek ya da surat asmak, “Beni fark et”, “Beni sev”, “Beni anlamanı istiyorum” gibi duyguların dışavurumudur ancak sağlıksız bir yoldur.
Peki Ne Yapmalı?
– Kişiselleştirmemeye çalışın. Onların duygusal tepkileri genellikle sizinle değil, kendi iç dünyalarıyla ilgilidir.
– Sınır koyun. Küsmeler, tripler sizi yönlendirmemeli. Sessiz kalmalar karşısında ödüllendirici davranmayın.
– Açık iletişim kurmaya çalışın. “Kırıldığını hissediyorum ama nedenini anlayabilmem için benimle konuşman gerek” gibi net bir tutum hem sizi hem onu rahatlatır.
– Empati kurun ama yüklenmeyin. Karşınızdaki kişiyle duygudaşlık kurmak değerli ama onun sorumluluklarını sırtlamak zorunda değilsiniz.
– Profesyonel destek önerin. Bu tür davranışlar kronikleşmişse bir terapistle çalışmak ilişkilerde büyük fark yaratabilir.
Peki Duygusal Olgunluğa Sahip İnsanlar Nasıl Davranır?
Duygusal olgunluk düşük olduğunda ilişkiler yorar, iletişim zorlaşır. Ancak duygusal olarak olgun bireyler bu kaosu yaşamazlar. Onları diğerlerinden ayıran bazı temel özellikler vardır:
- Duygularını tanır ve açıkça ifade ederler.
Kırıldılarsa “Bu beni üzdü” derler. Susmak yerine konuşarak çözüm ararlar. - Eleştiriyi kişisel saldırı olarak almazlar.
Eleştiri onları savunmaya değil, düşünmeye yönlendirir. - Empati kurabilirler.
Karşısındaki insanın ne hissettiğini anlamaya çalışır sadece kendi penceresinden bakmazlar. - İletişim odaklıdırlar.
Küsmek, surat asmak gibi pasif-agresif davranışlar yerine açık, net ve yapıcı konuşmayı tercih ederler. - Sınırlarını bilir ve başkalarının sınırlarına saygı gösterirler.
Ne kendi sınırlarını ihlal ettirirler ne de başkasınınkini aşarlar. - Sorumluluk alırlar.
Duygularının, tepkilerinin ve ilişkideki rollerinin farkındadırlar. Suçlayıcı değil çözüm odaklıdırlar. - Zor duygularla baş edebilirler.
Öfke, hayal kırıklığı ya da kırgınlık gibi duyguları bastırmak yerine sağlıklı yollarla yönetirler. - İçtenlikli ve tutarlıdırlar.
Ne söyledikleriyle ne hissettikleri arasında büyük çelişkiler yoktur. Kendilerini net ifade ederken başkalarını da manipüle etmezler.
Duygusal olgunluk zamanla ve farkındalıkla gelişen bir şeydir. Her kırılganlık, her küsme aslında bir çağrıdır: “Anlamanı istiyorum, ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum.”
Eğer bu kişilerle sağlıklı bir ilişki kurmak istiyorsak anlayışla ama sınırlarımızı da koruyarak yaklaşmalıyız.
Unutmayın; duygular doğaldır, onları nasıl ifade ettiğimiz olgunluk seviyemizi belirler.
Sevgiler,
Ayça Akın
aycaakin.com | mindform.com.tr