Sevgili dostlarım, okurlarım, takipçilerim…
Sizlere hayatımın en derin, en özel yolculuklarından birinin hikayesini anlatmak istiyorum. Bu bir markanın doğuş hikayesi ama sadece iş dünyasına dair değil, insan olmanın, hayal kurmanın, zorlukları aşmanın ve en önemlisi de kendi yolunda kalbini duyabilmenin yolculuğu. Kendi içsel yolculuğumda öğrendiğim en büyük hayat derslerinden biri.
MINDFORM, 1 Ocak 2023 tarihinde Türk Patent ve Markalar Kurumu tarafından tescillenmiş, resmi bir marka olarak kayıtlara geçmiş bir oluşum. Şirketin kurucusu olarak bu markayı oluşturmanın kolay olmadığını, engellerin, zorlukların, göz yaşlarının, acillerde geçirilen gecelerin olduğunu söyleyebilirim.
Hayatım boyunca hep kendi yolumda, etiketlerin ardından değil önünde, varoluşumla, sadece Ayça Akın olarak hatta sadece Ayça olarak yürümeye özen gösterdim. Bunu birçok yazımda da dile getirdim. Çünkü bana göre bir insanı tanımlayan ne etiketleridir ne de sahip olduğu maddi değerler. Bizi biz yapan kalbimizdeki iyilik, inanç, sevgiyle, cesaretle attığımız adımlar, maskesiz, samimiyetle kurduğumuz bağlardır.
MINDFORM’un doğuşu bana şunu öğretti; yalnız yürüdüğünüz yol aslında size çok şey gösteriyor. Kendi iç sesinizi duymak her şeyden daha anlamlı oluyor.
Kendi iç sesini duyması, kalbinin en derin köşelerindeki korkuları, kaygıları ve umutları fark etmesi için insanın bazen yalnız yürümesi gerekir. Gerçekten ne istediğinizi, neyi sevdiğinizi, neyi yapmaya cesaretiniz olduğunu ancak yalnız kalınca anlayabilirsiniz.
İnsanlar bir markanın kurulmasında genelde stratejilere odaklanır, “sabahlara kadar çok çalıştım” hikayesi okumayı bekleyenleriniz de olabilir, ama ben sürecin her anında öğrendiğim derslere odaklandım.
Bu yolda beni en çok zorlayan şeyler dost sandıklarımın küçümseyen sözleri, ortadan yok oluşları hatta telefonun diğer ucundan bana karşı oluşturdukları travmaları oldu. Bu insanların ortak bir özelliği vardı; hepsi 15, 20 yıllık dostlarımdı – daha doğrusu sandıklarımdı – Başaramayacağımı, yalnız kalacağımı umut ediyolardı. Bunu bizzat kendileri yalnız bırakarak başardılar da. Yalnız kaldım, ama çok şey de öğrendim.
MINDFORM’un doğuşu bana bir şeyi daha öğretti; kıskanılmak sadece sahip olduğunuz maddi şeylerden değil içsel gücünüzden, kalbinizin büyüklüğünden ve onu samimiyetle açabilme cesaretinizden, bir şeyi başarabileceğinize olan inancınızdan hatta hiçliğinizin farkındalığıyla zihinsel ve ruhsal özgürlüğünüzden de olabilir.
Yalnız yürümek, kendi içsel yolculuğunuzu bulmanıza ve gerçek gücünüzü keşfetmenize yardımcı olur. Ve o yalnızlık vazgeçmediğiniz takdirde sizi daima daha ileriye taşır.
Her ne kadar bugünün dünyasında çoğumuz yalnız kalmaktan korkuyor olsak da aslında yalnız kalmak en güçlü halinize ulaşmanız için size bir fırsat olabilir. Kendi yolunuzu bulabilmek, içsel gücünüzü keşfetmek için bazen yalnız yürümelisiniz. Çünkü yalnızca o zaman kalbinizin derinliklerinden gelen gerçek sesleri duyabilir, gerçek sizi görebilirsiniz.
Bazen insanların gözlerindeki kayıtsızlık, çevrenizdeki şüpheci hatta alaycı bakışlar sizi yalnız hissettirebilir. O yalnızlık içsel gücünüzü keşfetmeniz, kendinizi aşmanız ve gerçekten neyi aradığınızı anlamanız için bir fırsat. Unutmayın; yalnız kalmak korkutucu değildir asıl korkulması gereken şey, yanlış yolları/kişileri takip ederek kendinizi kaybetmektir.
Hayat boyu duyacağınız küçümseyici sözler sizi bir adım bile geriye götürmemeli. “Yapamazsın”, “Edemezsin”, “Bu senin için fazla büyük, sen kim o işi yapmak kim” gibi sözler her zaman olacaktır. İşte o anlar size aslında bir fırsat sunar. Gerçekten kim olduğunuzu, ne kadar güçlü olduğunuzu, ne kadar ilerleyebileceğinizi göstereceğiniz anlar tam da o anlardır.
Şunu daima hatırlayın; insanlar, yalnızca kendi sınırları kadarını görürler ve başkalarının ne yapabileceğine dair akılları kendi sınırlarına göre üretirler. Ama gerçek sınırı sizin inandığınız şeyler belirler.
Ben kendime her zorlukta hatırlatıyorum; başkalarının söylemleri benim yolumu belirlemez. Her zaman kendi iç sesine, kalbine kulak ver. Kendi hayallerini takip et çünkü bu yolculukta sadece ben varım.
Sizin de kendi yolculuğunuzda başkalarının seslerinden çok kendi kalbinizin sesini dinlemeniz gerekiyor.
MINDFORM’un doğuşunun bana öğrettiği diğer şey ise; kıskanılmak aslında sahip olduğunuz somut şeylerden değil içsel gücünüzden, kendinizi gerçekleştirmiş olmanızdan, hayata bakış açınızdan kaynaklanır. Hiçbir zaman “kıskanılmak” kelimesini kullanmam, ama MINDFORM bana kıskanılmanın da aslında bir tür özgürlük ve kendini bulmuşluk hali olduğunu öğretti.
Kıskanılmak ne kadar güçlü olduğunuzu, kalbinizin ne kadar geniş olduğunu, cesaretinizi ve ışığınızı fark edenlerin duygusudur.
İnsanlar kalbinizdeki cesareti, kararlılığı, zihinsel ve ruhsal özgürlüğünüzü gördüklerinde kıskanırlar çünkü kendi cesaret edemediklerini, kendilerinde eksik buldukları şeyleri sizde görürler ve sizinle kıyaslarlar. Bu tür duygularla karşılaştığınızda onlardan alacağınız tek ders şu olmalı; kendi yüreğinizin sesini duyabilmek başkalarını etkilemenin en etkili yoludur. Kıskanılmak bir yıkım değil, bir başarıdır. Onun için ne başkalarının konuşmaları ne de eleştirileri sizi sarsmasın. Gerçek başarı başkalarının takdiriyle, alkışıyla değil kendinize duyduğunuz güvenle, cesaretiniz kadar gelir.
Hangi yolda yürürseniz yürüyün engellerle karşılaşacaksınız. Ama unutmayın; engeller birer fırsattır. Zorluklar yorar, yıpratır ama büyümek için gereken dersleri de içinde taşır. Her darbe, her engel yoracak hatta bazıları sizi yere de serecektir, ama bir süre sonra sizi daha güçlü kılacaktır. Yerde kalmak yerine kalkmayı seçerseniz…
MINDFORM’u kurarken karşılaştığım zorlukları hatırlıyorum; her zorluk beni hayatta gerçekten ne istediğimi daha fazla düşünmeye itti. Zorluklar kendinizi bulduğunuz, öz gücünüzü fark ettiğiniz anlardır. Bu yüzden zorluklar karşısında dinlenin, ama denemeden hemen pes etmeyin.
Hayatınızın kontrolü tamamen sizde. Başkaları “senin iyiliğin için söylüyorum” kılıfıyla yolunuzu çizmeye, yolunuzdan döndürmeye çalışacak sadece sizin kararlılığınız ve cesaretiniz sizi başarıya götürecek. “Çok çalışmanız” demiyorum fark ettiyseniz; “kararlığınız ve cesaretiniz” diyorum. Kendi yolunuzda yalnızca kendinize güvenin. Çünkü o yol sizi, sizi yalnız bırakanların gidemeyeceği bir yerle buluşturur. O yer gerçek varoluşunuzun gerçek benliğinizin yeridir. Kalbinizdir, hedefinizdir. Harekete geçmek istiyorsanız geçmişinizin gölgesine değil, geleceğinizin ışığına bakın. Bugün yapacaklarınızla şekillenecek bir yarınınız var.
Gördüğünüz gibi MINDFORM’un hikayesi sadece bir markanın doğuşu değil bir insanın içsel gücünü keşfettiği ve sadece kendi kalbini dinleyerek, kendi yolunda ilerleyerek, bazen yaralar alarak, düşerek ama öğrenerek engelleri aştığı bir yolculuk. Bu yolculuk aslında bir özgürlük ve keşif yolculuğudur. Yalnız yola çıkın, yalnız yürüyün ama asla kalbinizi bırakmayın. Siz, kalbiniz ve cesaretiniz her şeye yeter.
Ve unutmayın, kalbinize kulak verip onunla ortaklık ettiğiniz sürece gerisi sadece zaman meselesidir.
Sevgiler,
Ayça Akın
mindform.com.tr | aycaakin.com